Malatya'da, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerde yıkılan ve 6 kişinin yaşamını yitirdiği Dursun Apartmanı'na ilişkin davada gerekçeli karar hazırlandı. Kararda ihmaller zinciri tek tek anlatıldı.
Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, yapının fenni mesulü Süleyman Dursun hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan verilen hapis cezasına ilişkin 19 sayfalık gerekçeli karar açıklandı. Kararda, tutuksuz sanık ve depremde hayatını kaybedenlerin yakınları ile tanıkların soruşturma ve dava aşamasındaki ifadelerine yer verildi. Bilirkişi raporunun da bulunduğu gerekçeli kararda, sanık Dursun'un binanın fenni mesulü olarak yapının fenni şartlara ve imar kurallarına göre yapılıp yapılmadığına ilişkin yerinde kontrol ve denetleme sorumluluğunun bulunduğu belirtildi. BODRUM VE ZEMİN KAT YÜKSEKLİKLERİ HATALI ALINMIŞ Kararda, bilirkişi raporundaki teknik açıklamalarda binanın projesine aykırı bodrum ve zemin kat yüksekliklerinin farklı olarak hatalı alındığı, projede kolonlarda ve kirişlerde etriye sıkıştırması yapılması gerektiğine dair çizim bulunmasına rağmen enkaz görüntülerinde etriye aralıklarının oldukça fazla olduğu ve etriye uçlarında kanca yapılmadığı, temellerin yarısına yakınında donatı yetersizliği olduğu kaydedildi. Temellerin bir kısmında zemin emniyet gerilmesinin sağlanmadığı ifade edilen gerekçeli kararda şunlar kaydedildi: "Binanın tümünde 3 adet kolon hariç kolonların tümünde boyuna donatı yetersizliği olduğu ve minimum donatı şartının sağlanmadığı, kirişlerde boyuna donatılar açısından yetersizlikler olduğu, inşa sürecindeki bu hataların yapılmaması, düzeltilmesi ve giderilmesinin teknik uygulama sorumlusu olan sanığın sorumluluğunda olduğu, yapım tarihindeki yönetmelikte dahi belirtilen asgari şartları taşımayan inşaatın bu şekilde tamamlanmasının deprem sonrası yıkım sonucunu ortaya çıkardığı sonucuna varılmıştır." Sanığın çatı ve terasla ilgili iddialarının baştan beri var olan ve asıl yıkıma sebep olan teknik ve taşıyıcı sistem eksikliklerinden kaynaklı sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı belirtilen kararda, şunlar kaydedildi: "Yapının 1975 tarihli eski yönetmelikteki asgari şartları dahi taşımadığı, nitekim aynı tarihlerde yapılan ve aynı depremle birlikte yıkılmayan binaların da mevcut olduğu, binanın saptanan teknik eksiklikler ve hatalar nedeniyle deprem anında yıkılması dikkate alındığında depremin şiddetinin sanığın sorumluluğunu kaldırmayacağı, sanığın asli kusurlu olduğu ve üzerine atılı suçun sabit olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır." Gerekçeli kararda ifadesine yer verilen tutuksuz sanık Dursun, binanın depremde yaşamını yitiren kardeşi Aliseydi Dursun tarafından yaptırıldığını, kardeşinin ricası üzerine yapı ruhsatı alınabilmesi için fenni mesul olmayı kabul ettiğini belirtti. Kardeşinin inşaatı projeye uygun bitirmediğini, en üst katta projeye uygun olmayan bir ev yaptığını, bunu görünce yapı kullanma ruhsatı için imza vermediğini savunan Dursun, kardeşinin de o şekilde binayı kullanmaya devam ettiğini ifade etti. Dursun, binanın 1995 deprem yönetmeliğine göre yapıldığını belirterek, "Bina 2020'deki Elazığ depreminde herhangi bir hasar almadı. Ben binayı kurallarına uygun, projeye uygun yapmamış olsaydım Elazığ depreminde hasarsız olmazdı. Bina yapıldığı tarihte yürürlükte olan yönetmeliğin aradığı şartları taşımaktadır." ifadesini kullandı. Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca, Pazarcık merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremde merkez Fatih Mahallesi Namık Kemal Caddesi'nde yıkılan ve Arife, İbrahim, Muhammed Ali ve Sevgi Yumuk ile Elif ve Aliseydi Dursun'un hayatını kaybettiği Dursun Apartmanı'na ilişkin yürütülen soruşturma sonucu binanın fenni mesulü Süleyman Dursun hakkında dava açılmıştı. Dursun'a görülen davada 11 yıl 3 ay hapis cezası verilmiş, adli kontrol tedbirinin devamına hükmedilmişti.